top of page

Çalgılarımız

Tarihsel geliÅŸimi bin yıllar alan Türk çalgılarının macerası Orta Asya’da baÅŸlar. O kültürel coÄŸrafyadan uzanan yollar ile Anadolu topraklarına yayılarak Balkanlar’a kadar uzanır. Çalgılarımızın geçmiÅŸten günümüze uzanan serüveni tarihin derinliklerinden günümüze Türk kültürel coÄŸrafyasının her bir bölgesinde çeÅŸitlenip zenginleÅŸerek hayat bulmaya devam etmektedir.

Tarih boyunca günlük ve törensel yaÅŸamın her alanında kullanılan çalgılardan Åžamanın yeraltına iniÅŸ ya da gökyüzüne yükselme törenlerinde kötü ruhların kovulmasında ve hastalıkların saÄŸaltımında da faydalanıldığı bilinmektedir.

Çalgılar kökenleri aynı olsa da Türk boylarına göre farklı adlar almışlardır. Kazaklar “Dombra” çalarken; Türkmenler, Özbekler ve Uygurlar “Dutar” çalmışlar; Azerbaycan Türkleri “Tar” ile Türkiye Türkleri ise baÄŸlama ile sevinç ve coÅŸkularını, hüzün ve kederlerini dile getirmiÅŸlerdir. Bütün bu çalgıların atası Türklerin ortak duyuÅŸ ve ifade tarzının göstergesi olan Kopuz’dur.

Kopuz ise tüm Türk boylarında kutsal ve saygın bir yere sahip olmuÅŸtur. OÄŸuz boylarının bilge ozanı Dede Korkut çocuÄŸa ad verirken, OÄŸuz yiÄŸitlerine alkış tutarken, onları savaÅŸa gönderirken kopuz ile konuÅŸur. Türk insanı tarih boyunca kopuzun sesinden güç alarak savaÅŸmış, kopuzu bir haberleÅŸme aracı olarak kullanmış ve her türlü öyküsünü onun sihirli sesiyle terennüm etmiÅŸtir.

Orta Asya’dan Anadolu’ya ve Anadolu’dan Balkanlar’a uzanan binlerce yıllık yolculukta, çalgılar biçimleri deÄŸiÅŸen ama toplumsal iÅŸlevi ve deÄŸeri ortak olan kültürel kimliÄŸimizi taşıyan ve gelecek kuÅŸaklara aktaran sanatsal bir ifade aracıdır.
 

bottom of page